23 Mayıs 2018 Çarşamba

Bir Tutam Anadolu...


     Bugün söyleşi köşemizde yakışıklılığıyla yedi düvele nam salmış, Anadolu'nun taş bağrından, Yozgat'tan kopup gelmiş. Karizmatik, kalemi ve fırçası güçlü. Ne çizdiğini bilen, kararlı ve bir o kadar da azimli bir çizerimizi misafir edeceğiz. Aramıza katıldığı ilk günden beri kendini sürekli geliştiren ve geldiğimiz noktada çizimlerine hayran hayran baktığımız çizerimizle bir de siz tanışın istedik.  O sessiz, ılımlı çocuğun içinde meğersem gerçek bir çizim makinası varmış. Yerde, duvar üstünde, suda her yerde çizim yapma kabiliyetine sahip bu arkadaşımız da yine aklından zoru olanlar taifesinden. Kendisinin kara kışta, karla karışık yağmurda Süleymaniye'yi çizmişliği vardır aman dikkatli olun. Hadi birlikte bakalım çizerimiz sorularımıza nasıl yanıtlar vermiş...



Kısaca bizlere kendini nasıl tarif edersin?
  • Bilemiyorum, güler yüzlüyüm, sabırlıyım, bir de çok çabuk adapte olabilen bir insanım. Girişkenim ve her şeye adapte olabilen, şekilden şekle girebilen bir insanım.

Sen de çizemiyor musun?
  • Evet, çizemiyorum, hiçbir eserimi beğenmiyorum ama başkaları benim yerime beğeniyor.

Ne kadar zamandır USK Istanbul ile birlikte çiziyorsun? Gruba katılmadan önce ne ummuştun, ne buldun?
  • Umduğumdan fazlasını buldum öncelikle, Urban Sketchers hakkında pek bi’ bilgim yoktu, simdi bir dokuz buluşma falan oldu diye tahmin ediyorum. Aslında gruba katılmadan önce pek beklenti içerisine girmemiştim ama bu kadar seri çizimi beklemiyordum.


Çizim yaparken hangi malzemeleri kullanıyorsun?
  • Kuruboya setim var, ilk olarak kurşunkalemle çiziyorum. Bu ara kesik uçlu fırçalar aldım onları kullanıyorum. Suluboya olarak da Uniq Design’ın bir kiti var ondan kullanıyorum. Birkaç tane de çizim kalemim var çizgileri sabitlemek için.

Sokakta çizim yapmak nasıl bir duygu?
  • Özgür hissettiriyor insana ve insanların bize olan ilgi, alakası beni baya mutlu ediyor. Çizdikçe çizesim geliyor.

Tekrar tekrar çizmekten sıkılmadığın, çizmeyi sevdiğin bir sahne, obje var mı?
  • Objeleri çizmeyi daha çok seviyorum galiba. Farklı türde küçük objeleri çizmek benim hoşuma gidiyor.

Resimlerinde sadece güzel olanın mı peşinden koşarsın?
  • O anlık ruh halime bağlı. Ne dikkatimi çekerse. Bazen küçük bir bardak olabiliyor, bazen de büyük bir bina, hatta balkon demiri bile olabiliyor.


Çizim esnasında başına gelen en kötü şey neydi?
  • Kovulmamız tabii ki. İlk buluşmada kafe tarzı bir yere oturmuştuk, hatta oraya kıraathane demek lazım. Sonra bizi burada çizim yapamazsınız diye kovdular. Bir gerekçe olmaksızın bizi çıkarttılar. 

Bugüne kadar en zevk alarak yaptığın üç çizimin hangileriydi?
  • İlki Kadıköy’de çizdiğimiz Kilise oldu. İkincisi ise Murat Başol ile Süleymaniye’de çizdiğimiz resimlerdi. Bir de okulda bir odayı çizmiştim. Perspektif açısından o çalışma çok yararlı olmuştu benim için o olsun.


Grupta taburesiz kişilere yapılan muameleyi doğru buluyor musun?
  • Ne yazık ki buluyorum, taburesizlikten sürünüyoruz. Tabure gerçekten gerekli, edinmek lazım bir tane.

Şartlardan bağımsız olarak nereyi çizmek isterdin? desem.
  • Roma merdivenlerini çizmek isterdim, bir de İzlanda’da bir buzdağı falan çizmek istiyorum çok.


Hangi buluşmadan sonra çizimlerinin değiştiğini gerçekten hissettin?
  • Süleymaniye’de yaptığımız ilk buluşmada ilk defa bir şeylerin oturduğunu hissettim.

Aramıza katılmayı düşünüp, çekinenlere söyleyecek bir sözün var mı?
  • Çıkın çıkın gelin! Çok harika bir ortam var, hiç bir şey kaybetmezler. İletişim en önemli özelliğimiz. Birbirimizle iletişim kurabiliyoruz. Yardımcı oluyoruz, destek oluyoruz ve çok harika bir atmosfer ve ikinci defa gelen artık kendini yabancı hissetmiyor. Bu yüzden çıkın çıkın gelin!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder