Tüm çizerlerimizden cevaplarını beklerken ilk cevap Talya'dan gelmiş bile! Kendi blogunda anlattıklarını buradan size iletiyoruz.
Neden Resim Biraz Anlatsana
İhmal ettim buraları biliyorum. Uzun zamandır bloga kaç kişi tıklamış ona bile bakmıyorum! Çünkü kafamı bir şeye taktım mı sonuna kadar kendimi vermek gibi bir huyum var. Sonuna kadar yoğunlaşmazsam olmuyor. Bu bazen iyi, bazen de kolay sıkılmaya sebep olabiliyor.
Zaten sürekli “bir şey yapar” haldeyim. Durmak bende pek yok, bu aralar ise “sürekli bir şeyler yapmak” çok demode, malum “yavaşla, anı yaşa” akımları sel oldu, boğuluyoruz.
Bir şeyler yapmak, benim içimin dışarıyla iletişim kurma biçimi aslında…
Bir süredir çizim ekibinden arkadaşlarla (çok havalı duruyor değil mi?) kafamıza bir soru takılıyor. Neden çiziyoruz? Aman kimse korkmasın, sanat nedir ne için vardır falan muhabbeti değil bu! Cidden yani neden çiziyoruz? Güzel bir şeyler bırakmak mı amaç, yoksa anıları, olanı biteni kaydetmek mi diyoruz? İşin içinden çıkamıyoruz.
Yapacak bir şey yok, kibirli bir düşünce gibi gelse de yaradılış böyle, iz bırakmak istiyoruz. Çünkü ölmekten korkuyoruz doğduğumuz andan beri, çünkü sonsuz hissetmek için iz bırakmaya ihtiyacımız var, yoksa ölüm fikriyle yaşamaya kim katlanabilir? Ama benim resim yapma isteğim iz bırakmak için değil, yani güzeli yakalamayı da aramıyorum. Yaptığım her şeyde olduğu gibi resim yaparken de sadece iletişim kurmak istiyorum! İçimle dünya arasında, içimle kendi aramda…
Çoğu arayışın-arayışımın temel sebebi de bu! İçeride olanlara bir dekoder bulmak. O yüzden ki teknik öğrenmek istemiyorum, eğitim almak istemiyorum, mükemmelleşmek için çok çalışmak istemiyorum, sadece fırçamı içim sallasın istiyorum.
30 yaşımda anladım ki ben iletişim insanıyım. Araçtan bağımsız, yaşam enerjim buradan geliyor. İçimde sürekli taşan şeyler bir şekilde dışarı çıkmalı! Faydalı şeylerden herkes yararlanmalı! O yüzden her yolu deniyorum. Ses yerine, söz yerine renk var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder