Mavi gezegenimizde öfkemizden, nefretimizden nasibini almayan köşe hemen hemen bırakmadık. Kutuplardaki penguenlerden, okyanus tabanlarında yaşayan mahlukata kadar ulaşabildiğimiz her canlıya mutlaka bir zararımız dokundu. Gidebildiğimiz her yere hırsımızı, kinimizi naylon poşetlerle, petrol atıklarıyla, nükleer sızıntılarla taşıdık. Koca koca ormanlar, buzullar hep bu nefretin altında kaldılar. En son hırsımızı alamayınca bu sefer yeşil düşmanlığımızı yerimizde, yöremizde kalan minik ağaç adacıklarıyla tatmin etmek istedik. Sonrasında neler olduğu hepimizin malumu. Bu hafta hem biraz nefes almak, hem hatırlamak, hem de bir şeyler çizmek için Gezi Parkı'ndaydık. Yine yeni yeni arkadaşlarımız vardı, hepsiyle tanıştığımıza çok mutlu olduk. Her birinden yine bir sürü şey öğrendik. Öncelikle her seferinde olduğu gibi aramıza yeni katılan arkadaşlara hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum cümlelerime.
Bu hafta Usk Istanbul ilk workshopunu gerçekleştirdi. Buluşma yerimiz Gezi olunca konumuz da Ağaçlar oldu. Ağaç tiplerinin tanımlanması ve bunların çizimi üzerine hep birlikte biraz muhabbet ettik. Sonrasında birlikte ağaçları çizdik. Yaptığımız çalışmaları özetler nitelikte bir yazı hafta içinde burada yer alacak. Önümüzdeki aylarda da bu çalışmalara devam etmeyi planlıyoruz yine.
İnsan eskiz buluşmalarından bahsetmeye başlayınca kendini tutamıyor, bu yüzden daha fazla uzatmadan son bir teşekkür etmek istiyorum. Sırf selam vermek için dahi olsa yanımıza uğrayan Murat Başol ve Zeynep Özatalay'a çok teşekkür ediyoruz. Böyle güzel insanların yanımızda olması doğru bir iş yaptığımızın bir nevi onayı gibi bizim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder